En çok izlenen videolar

MimaristTV
49 Görüntülenme · 4 ay önce

18.12.2023

MimaristTV
132 Görüntülenme · 1 yıl önce

04.03.2023

MimaristTV
15 Görüntülenme · 2 yıl önce

"Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'de Mimari Koruma Kültürü" konferansları 21 Ocak 2017 Cumartesi günü Y. Doç. Dr. Selcen Coşkun'un "Cumhuriyet Dönemi Koruma Tarihimizden Üç Kadın Mimar" başlıklı sunumuyla devam edecek.Bir önceki konferansta Prof. Dr. Zeynep Ahunbay genç Cumhuriyet'in Selçuklu ve Osmanlı anıt eserlerini koruma çabasını, dönemin önde gelen uygulamacı mimarı Ali Saim Ülgen'in çalışmaları üzerinden değerlendirmişti. Bu kez Y. Doç. Dr. Selcen Coşkun sunumunda, Ali Saim Bey'in de katkılarıyla gelişen üç kadın mimarımızın, Cahide Tamer, Mualla Eyüboğlu Anhegger ve Selma Emler'in gerçekleştirdiği çok sayıda restorasyon uygulamasını örnekleyerek 1940'lı yıllardan 1970'lere mimari koruma ortamını tanımlayacak.

MimaristTV
23 Görüntülenme · 2 yıl önce

Mimarlık alanına kadınların katkısını tartışmak ve onurlandırmak üzere sizleri 10 Mart 2022 günü saat 18:30’da düzenlenecek olan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Mimarca Bakmak” başlıklı söyleşiye davet ediyoruz. Kadınların ürettiği doğaya ve topluma duyarlı, barışçıl, kapsayıcı ve nitelikli yapılı çevreleri kutlamak ve bu önemli alandaki mücadeleyi desteklemek için düzenlenen etkinlikte Prof. Dr. Özlem Erkarslan ve Y. Mimar Büşra Al konuşmacı olacak. Mimarlar Odası’nın ilk kadın Genel Başkanı olan Prof. Dr. Deniz İncedayı’nın açılış konuşmasını yapacağı programda moderatörlüğü Prof. Dr. Ayşen Ciravoğlu üstlenecek.

MimaristTV
30 Görüntülenme · 2 yıl önce

9. Yılında Gezi Direnişi! Nasıl Başladı, Neler Oldu? | Hatırla
#gezi #geziolayları #hatırlaGezi Parkı Olayları 9. Yılında! Neler Olmuştu, Nasıl Başladı ve Nasıl Bitti?
KRT TV

MimaristTV
16 Görüntülenme · 2 yıl önce

⁣Türk ve dünya kültürünü ve mimarlığını yorumlayan eserleri ve çalışmalarıyla, çağdaş, bilimsel düşünceyi benimsemiş kadroların ve genç kuşakların yetişmesine büyük katkılar sunan, mimarlık dünyasını aydınlatan; meslek kültürüne ve gelişimine desteğini ömür boyu sürdüren; sayısız ödülün yanı sıra, Mimarlar Odası Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri 1990 “Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülü” ile Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) 2021 “Jean Tschumi Mimari Yazın Ödülü” sahibi Prof. Dr. Doğan Kuban 22 Eylül 2021 Çarşamba günü aramızdan ayrılmıştır.

Mimarlar Odası, tarihi ve kültürel mirasın korunması ve restorasyonu alanlarında gerçek bir öncü olan Prof. Dr. Kuban’ı, yaşamını ve eserlerini öğrencilerinin, meslektaşlarının ve dostlarının anlatımlarıyla anmak ve tanımak üzere “Hep Yeniden Doğan Kuban” başlıklı bir anma programı düzenlemektedir.

Mesleğimizin ve koruma biliminin duayeni Prof. Dr. Doğan Kuban’ı birlikte anmak ve paylaşmak üzere düzenlenen etkinliğimize meslektaşlarımızı, Doğan Kuban dostlarını, öğrencilerini davet ediyor, katılım ve katkılarınızı bekliyoruz.

TMMOB MİMARLAR ODASI GENEL MERKEZİ
TMMOB MİMARLAR ODASI İSTANBUL BÜYÜKKENT ŞUBESİ

17 Kasım 2021 Çarşamba, 16.00
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

PROF. DR. DOĞAN KUBAN HAKKINDA
1926 Paris doğumlu Prof. Dr. Doğan Kuban, 1949 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olmuş daha sonra İtalya’da Rönesans Mimarisi üzerine çalışmıştır. 1962 yılında Fullbright bursu ile öğretim üyesi olarak Michigan Üniversitesi’nde bulunmuştur. 1964-1979 yılları arasında Harvard Üniversitesi’nde “Bizans Çalışmaları Programı”nda çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Doğan Kuban, 1965 yılında “Profesör” kadrosuna atanmış, 1974-1977 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Dekanlığı görevini üstlenmiştir. 1974 yılında İTÜ Mimarlık Fakültesi’ne bağlı olarak Mimarlık Tarihi ve Restorasyon Bölümü’nü kurmuştur. 1980-1981 yıllarında “Ağa Han Konuk Profesörü” olarak Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) dersler vermiştir.

Türk kentlerinde tarihi ve kültürel mirasın korunması ve restorasyonu alanlarında öncü çalışmalar yürüten; İstanbul, Kazakistan ve Türkmenistan’da sit alanlarında önemli koruma/restorasyon projeleri ve uygulamalarını yürüten Prof. Dr. Doğan Kuban; “Ağa Han Mimarlık Ödülleri Programı”nda yönetim kurulu üyeliği yapmıştır.

Divriği Ulucami kapılarının eşsiz taş işçiliğinin korunması için özgün yayınlarla ve sergilerle yürüttüğü aktif mücadelesi koruma alanında özel bir örnek oluşturmaktadır. Koruma alanında gerçek bir öncü olan Prof. Dr. Kuban’ın katkı ve çabalarıyla ülkemizde bilimsel, akademik bir disiplin kurulmuş ve çok sayıda uzman, öğrenci yetiştirilmiş, kapsamlı bir yayın birikimi oluşmuştur. Prof. Dr. Doğan Kuban Hocamız çok sayıda ödüllü kitabın, İslam ve Anadolu mimarisi ve sanatı üzerine sayısız makalenin yazarıdır.

Mimarlar Odası Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri-1990
Seçici Kurulu’nun Sözleriyle Prof. Dr. Doğan Kuban

“Türk ve dünya kültürünü yorumladığı eserleriyle mimarlık kamuoyunu aydınlatması, ve çağdaş düşünceyi benimsemiş kadroların ve genç kuşakların yetiştirilmesinde görülen büyük katkıları, ve bu konulardaki araştırma, yayın ve kurumsal çalışmaları ile mimarlık eğitimine seçkin hizmetleri nedeniyle DOĞAN KUBAN’a Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülü verilmiştir.”

Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) 2021 Jean Tschumi Mimari Yazın Ödülü
Seçici Kurulun Sözleriyle Prof. Dr. Doğan Kuban

“Ödül; mimarlık, koruma ve restorasyon alanında “sessiz dev”, Türk mimarlık tarihçisi ve koruma uzmanı Doğan Kuban’a verilmiştir. Çalışmaları İstanbul, Kazakistan ve Türkmenistan’ın zengin mimari miras değerlerine odaklanmıştır. Kuban yaşamı boyunca; Türk, İslam ve Anadolu mimarisinin ihtişamını ve karmaşıklığını dünyaya tanıtan, geleceğin mimarlarına ve bilim insanlarına paha biçilemez bir kaynak oluşturan ve ilham veren yetmişten fazla eser üretmiştir”.

MimaristTV
10 Görüntülenme · 2 yıl önce

Mimar, Antropolog ve Eğitimci Bozkurt Güvenç, "AYIN KONUĞU" programımızın bu yılki son konuşmacısı oldu.

Çalışmalarında, sosyal antropolojiyle ilgili sorunlar içinde en çok "kültür" kavramı üzerinde duran Güvenç, 19 Aralık Cumartesi günü gerçekleşecek programa, "Tasarım Sanatı ve Mimarlık" konulu sunumuyla katıldı.

Bozkurt Güvenç hakkında;

Mimar, insanbilimci ve eğitimci Bozkurt Güvenç 1926 yılında Samsun'da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Anadolunun değişik illerinde tamamlayarak yurdun farklı yörelerini tanıma olanağını buldu. . Kabataş Lisesi'nden sonra 1943-45 yıllarında İstanbul Teknik Üniversitesi'ne devam etti. Mimarlık eğitimini 1945 yılında kazandığı Devlet Bursuyla ABD'de, Georgia ve Massachusettes Teknoloji Enstitülerinde tamamladı.

Demokrat Parti döneminin eğitim, felsefe ve yabancılaşma sorunlarıyla ilgilenenen Güvenç, 1962-63 yılında USAID bursuyla Columbia Üniversitesi (ABD)'de Eğitim ve İnsanbilim programlarını izledi (M.A. 1963).

Dönüşünde Hacettepe Üniversitesi'nin kuruluşunda görevler aldı. Doktorasını 1965 yılında Hacettepe'de tamamladı. Temel Bilimler Yüksek Okulu'nu ve Nüfus Etütleri Enstitüsünü ve Sosyal Antropoloji Bölümünü kurdu. 1969'da doçent, 1977'de profesör, 1993'te emekli oldu
1972-76 yılları arasında Türk Sosyal Bilimler Derneği Başkanlığı; 1974 yılında Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı görevlerini üstlendi. 1979-81 yılları arasında Tokyo Üniversitesi Asya Afrika Araştırmaları Enstitüsü'nde Konuk Araştırma Profesörü ve 1985-86 yılında Wilson Center Burslusu olarak Smithsonian Enstitüsü (Washington D.C. ABD)'de araştırmalar yaptı.

1993-2000 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olarak Çankaya'da görevlendirildi. Başbakanlık Atatürk Barış Ödülü Yüksek Kurulu'nda, Yüksek Öğretim Kurumu Genel Kurulu'nda, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu'nda, Türk Eğitim Derneği Bilim Kurulu'nda çalıştı. Türkiye'yi UNESCO Genel Kurulları ile Uluslararası Eğitim Konferanslarında ve Avrupa Konseyi'nde temsil etti.

Japonya'nın "Yükselen Güneşin Altın Işınları" nişanıyla ödüllendirildi. 1997 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne onursal üye seçildi.
Çalışmalarında insan, kültür, eğitim ve değişim sorunlarına odaklanan Güvenç'in yayımlanmış eserleri şunlardır;

Türkiye Demografyası, HÜNEE, Hacettepe Ü. 1970.

Kültür Kuramında Bütüncülük Sorunu, Hacettepe Ü. 1970.

İnsan ve Kültür: Antropolojiye Giriş, Remzi 1972.

Sosyal/Kültürel Değişim, HÜNEE, HÜ, 1976.

Japon Kültürü, T. İş Bankası Kültür Yay. 1980.

Kültür Konusu ve Sorunlarımız, Remzi 1985.

Japon Eğitimi Raporu, MEB 1991.

Türk-İslam Sentezi (Dosyası). Sarmal Yayınevi 1991.

Mantık ve Metot. Anadolu Ü. Açık Öğretim Fak. 1992.

[Seçilmiş Ülkelerde] Üniversiteye Geçiş, ÖSYM, 1992.

Türk Kimliği: Kültür Tarihinin Kaynakları. Remzi 1993

Güldüsün Fıkraları, Remzi, 1994

Kültür ve Eğitim, (Denemeler) Gündoğan 1995.

Kültür ve Demokrasi, (Denemeler) Gündoğan 1996.

Kültürün ABC'si, YKY 1997.

Anılardan Sayfalar, T. İş Bankası Kültür Yay. 2004.

Demirel'e Yazdıklarım, Büke 2005

Demokrasi Din Devlet. Efil 2015.

Çeviriler;

Çağımızın Özgürlük Sorunu (Erich Fromm'dan) Özgün İnsan Yay. 1973.

Yalnızlık Dolambacı (Octavio Paz'dan) Cem 1978.

Darwin Gerçeği (Benjamin Farrington'dan) Çağdaş Yay. 1978.

Tarihten Dersler (Will ve Ariel Durant'dan) Cem 1979.

İnsan ve Dünyası (Calvin Wells'ten) Remzi 1982.

The Other, (Türk Kimliğinin İngilizce özeti). Alkım 2006

Der Andere.(Türk Kimliği'nin Almanca Özeti). Manzara Verlag, 2014

MimaristTV
9 Görüntülenme · 2 yıl önce

Nisan 2009
Yönetmen: Fatih Pınar
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

MimaristTV
24 Görüntülenme · 2 yıl önce

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin Ocak 2015’ten itibaren düzenlediği ve farklı disiplinden bir uzmanın konuşmacı olarak katıldığı “Ayın Konuğu” buluşmalarının bu dönemki üçüncü konuğu Müzeolog, Endüstriyel Tasarımcı Burçak Madran.

MimaristTV
7 Görüntülenme · 2 yıl önce

⁣Mimar, yazar Simlâ Sunay ve sosyoloji doktora öğrencisi Özlem Türkdoğan, Mekânda Adalet Derneği araştırma bursuyla yaptıkları “Camilerin Toplumsal Cinsiyet ve Mekân Odaklı İncelenmesi; İstanbul Örneği” başlıklı araştırma sonuçlarını sunacaklar.


⁣“Mekânın tahsis edilmesi ve kullanılması politik eylemlerdir. Sahip olduğumuz/olmadığımız/engellendiğimiz mekânlar bizi güçlendirebilir veya güçsüzleştirebilir. Mekânlar geliştirebilir veya kısıtlayabilir, besleyebilir ve yoksullaştırılabilir. Tüm kadınların temel ihtiyaçlarını destekleyecek mimari düzenlemeler için hak talep etmeliyiz.”Leslie Kanes Weisman

⁣2000’lerden sonra artan bir şekilde camilerde kadınlara sadece cinsiyetlerinden ötürü dar, küçük, karanlık, mihrabı ve imamı görmeyen, paravanlarla, paravan üstü perdelerle ya da sadece perdelerle kapatılmış arka ve yan sahınlarda, merdivenli dolaşımın şart olduğu asma katlarda veya rutubetli bodrum katlarda konumlanan “ara” mekânlar “verilmektedir”. Cuma vakti kadın mahfilleri erkeklere ayrılmaktadır. Bu araştırma; toplumsal cinsiyet ve mekân odağında camileri ele alırken kadınların camilerde uğradığı ayrımcılığa dikkat çekmeyi umarak, mekânı ortaya çıkaran gücün toplumsal yapıların sonucu olduğunu belirtmeyi, mekânda ortaya çıkan ayrımcılığın nedenlerini, mekândan topluma etkilerini araştırmayı; toplumsal cinsiyet rolleri eksenindeki ayrımcılık biçimlerine sahadan bakmayı ve aşina olunan mekânsal ayrımı bilinen kılmayı amaçlamaktadır. Bu ayrımcılık insan haklarını, inanç özgürlüğünü, kadın haklarını, eşit kamusal mekân ve eşit kamu ekonomisi hakkını olumsuz etkilemektedir. Dolayısıyla mekânsal eşitlik ve adalet kavramı ile doğrudan ilişkilenmektedir. Makalede aynı zamanda camide ortaya çıkan kadınlık ve erkeklik durumlarını anlamaya çalışmak, kadınların mekân kullanım deneyimlerini, mekânın ürettiği ilişki biçimleri üzerinden tespit ve analiz etmek, feminist ideolojinin kadının kamusal alana çıkış mücadelesine camilerdeki eşitlik arayışını da eklemenin önemine dikkat çekmek istenmektedir. Sosyoloji ve mimarlık disiplininde, nitel bir saha araştırmasına dayanarak İstanbul’da on camide saha çalışması yürütülmüştür. Kadınların mahalle camilerindense daha çok merkezi ve tarihi camileri tercih ettiği bilindiğinden on camiden altısı bu özelliktedir. Camilerde katılımcı gözlem yapılmış, etnografik gözlem notları tutulmuş, proje gözlem formu hazırlanmıştır. Camide bulunan kadın ve erkek kullanıcılarla, din görevlileriyle, güvenlik ve temizlik görevlileriyle; kadın mahfilleri, kadınların camileri kullanımı, mekânsal sorunlarına dair görüşülmüştür. Camilerde karşılaşılmış kişilerle derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Kuramsal ve tarihsel çerçeve bağlamında alanında uzman mimar, restoratör mimar, sanat ve mimarlık tarihçileriyle kaynak görüşmeci olarak temas kurulmuştur. Araştırmanın sınırlılığını cami ana mekânı(harim), son cemaat yeri ve avlu oluşturmaktadır. Camiler arasında kadın kullanımı ve mekân ilişkisi tutarlılık göstermez, camiler mekânsal olarak mutlak değildir. Makale buradan hareketle, camilerin çelişkili mekânlar olduğu iddiasını, kadınların güncel direncini de dâhil ederek tartışmaya açar.

MimaristTV
13 Görüntülenme · 2 yıl önce

⁣Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran, Doç. Dr. Güneş Duru Söyleşisi:
“Mimarlığın Tarihöncesi: Aşıklı Höyük”

Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran Hakkında

Tarih Öncesi Arkeolojisi (Prehistorya) Anabilim Dalı’nda öğretim üyesidir.

Bilimsel araştırmaları, avcı-toplayıcı yaşam biçiminden, ilk yerleşik yaşama, tarımcı ve hayvancı köy yaşamına geçiş süreci üzerine odaklıdır. Tarih öncesi toplulukların yaşam biçimleri ve sosyal yapıları ile Deneysel Arkeoloji, Etnoarkeoloji, Toplumsal Arkeoloji, Arkeolojik Düşünce Tarihi ilgi alanlarıdır; halen öğretim üyesi olarak görev aldığı İstanbul Üniversitesi’nde bu konularda lisans ve lisansüstü dersleri vermektedir. 2006 yılından bu yana uluslararası Aşıklı Höyük Araştırma Projesi başkanlığını yürütmektedir. Amerikan İlmi Araştırmalar Enstitüsü-ARIT (American Research Institute in Turkey), Dünya Arkeoloji Kongresi- WAC, Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü- TEBE ve ICOMOS-Türkiye üyesidir.

Doç. Dr. Güneş Duru Hakkında

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü.

Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nde mimari ve arkeolojik restorasyon/konservasyon üzerine eğitim alan Güneş Duru yüksek lisans derecesini İstanbul Teknik Üniversitesi’nde, Prof. Dr. Günkut Akın’ın danışmanlığında Neolitik Dönem Mimarlığı üzerine yaptığı tezle, doktora derecesini ise İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalı’nda, Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran’ın danışmanlığında “Tarihöncesinde İnsan-Mekan, Topluluk-Yerleşme İlişkisi: MÖ 9. Bin Sonu-7. Bin Başı, Aşıklı ve Akarçay Tepe” isimli tezle almıştır. University College London, Institute of Archaeology ve Cambridge Üniversitesi’nde misafir araştırmacı olarak bulunmuş olan Güneş Duru, prehistorik dönem mimarlığı, insan ve mekân etkileşimi, mekân politikaları, hane halkları, yerleşme olgusu ve dokuları üzerine çalışmaktadır.

MimaristTV
11 Görüntülenme · 2 yıl önce

⁣mudunu yarına taşıyacağız…


Dünyanın ve ülkemizin doğal, kültürel değerleri ile insana yaraşır çevre için ömrünü veren, mesleğimizin çağdaş, demokrat, toplumcu ilkelerinin yılmaz savunucusu C. Sami Yılmaztürk’ü, aramızdan ayrılışının üçüncü yılında anıyoruz.



2018 yılında ansızın aramızdan ayrılan, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 43. ve 44. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı C. Sami Yılmaztürk’ü anmak üzere ailesi, meslektaşları, çalışma arkadaşları, dostları ve mücadele arkadaşları çevrimiçi anma programında bir araya geliyor.

MimaristTV
9 Görüntülenme · 2 yıl önce

Mayıs 2009
Yönetmen: Fatih Pınar
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

MimaristTV
9 Görüntülenme · 8 ay önce

21.01.2023

Eğitim alanındaki değerli hizmetlerinin yanı sıra, arkeolojik, yöresel ve anıtsal mimarlık mirasıyla ilgili araştırmalar yapmış; bu araştırmalarının sonuçlarını yol gösterici kaynak ürünler oluşturan sergi, konferans ve yayınlarla paylaşmış; tüm bu ürünlere temel oluşturan mimarlık fotoğrafı üretimini istikrarlı ve etkin bir şekilde sürdürmüş ve 17. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri kapsamında oybirliği ile Mimarlığa Katkı Dalı Ödülü verilmiş olan Reha Günay, 2023 yılındaki ilk söyleşi konuğumuz oldu.

Mimarlık tarihi, sanat tarihi ve arkeoloji ara kesitindeki hassas ve disiplinli alan çalışmalarının tümünde öne çıkan analitik bakış açısı ile taviz vermeyen titiz yaklaşımı öğrencilerinin ve okuyucularının ortak görüşüdür. Türkiye’de mimarlık ve kültürel ortamın 20. yüzyılın ortasından bugüne beslenmesine katkıda bulunan Günay’ın yoğun bir şekilde emek verdiği bir alan da mimarlık fotoğrafı olmuştur. Fotoğraf çalışmalarıyla kültürel, arkeolojik ve mimarlık mirasının tespit ve belgelenmesi konusunda önemli katkılar yapmış olan Günay, 1970’li yıllardan itibaren Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde “mimarlık fotoğrafı” dersi de vermiş; böylece Türkiye’de fotoğraf sanatının mimari temsilin en etkin mecralarından biri olarak gelişmesini sağlayan önde gelen isimler arasında yer almıştır.

Deklanşöre basmak ve belgelemenin yaşamdaki öneminden son kitaplarından biri olan Şile’deki Ev’e de uzananan söyleşinin yürütücülüğünü eski öğrencilerinden M. Melih Güneş yaptı.

Reha Günay Hakkında

1937 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Reha Günay, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden 1960 yılında mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nde doktora yaptı. 1994 yılında profesör olan Reha Günay, emekli olana kadar Yıldız Teknik Üniversitesi Restorasyon Ana Bilim Dalı’nda çalıştıktan sonra Yeditepe Üniversitesi’nde bir süre öğretim üyesi olarak görev yaptı.

1978’den 2011 yılına kadar Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğraf Bölümü’nde “Mimarlık Fotoğrafı” dersleri verdi. Fotoğraf çalışmalarına, kültür varlıklarının ve mimarlık mirasının belgelenmesi yönünde ağırlık verdi. 1983-2004 arasında Ağa Han Mimarlık Ödülleri Vakfı için İslam ülkelerinde yarışmaya katılan yapıları fotoğrafla belgeledi.

Prof. Dr. Reha Günay, yaşamı boyunca yaptığı başarılı çalışmalar nedeniyle 2020 yılında, TMMOB Mimarlar Odası 17. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri kapsamında “Mimarlığa Katkı Ödülü”ne lâyık görülmüştür.

MimaristTV
12 Görüntülenme · 2 yıl önce

Temmuz 2010
Yönetmen: Fatih Pınar
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

MimaristTV
6 Görüntülenme · 2 yıl önce

⁣Bildiğiniz gibi son yıllarda; tüm yaşamsal, doğal, tarihi, kültürel, kamusal varlıklarımız; akıl almaz bir ısrar ve hızla, çılgın/ mega diye adlandırılan şov projeleri eşliğinde; devlet garantili kâr ve iş alanı olarak küresel şirketlerin emrine ve ilgisine sunulmaktadır.



Yaşamsal ve kamusal varlıklarımızı; doğal, tarihi ve kültürel değerlerimizin korunması ilkesi çerçevesinde toplum ve kamu yararına uygun olarak değil küresel rant sermayesinin ihtiyaç bildirimine göre değerlendirmeyi kalkınma ve büyümenin temeli olarak kabul eden bu anlayışın son kurbanlarından birisi de Karaköy/Galata/Salıpazarı kıyı bölgesindeki doğal, tarihi ve kültürel mirasımız olmuştur.



İstanbul'un yük ve yolcu taşımacılığı Cenevizler Dönemine kadar dayanan ve yapımına 1892 yılında başlanan Karaköy (Galata) Rıhtımı ve Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne bağlı 'İstanbul Liman İşletmesi' olarak faaliyetin sürdüğü Salı Pazarı Liman Bölgesi, Galata Kulesi, Kılıç Ali Paşa Camii, Tophane Çeşmesi, Nusretiye Camii, Nusretiye Saat Kulesi, Tophane-i Medrese-i Amire Binası, Sokullu Camii gibi eserlerle aynı konumda olup İstanbul siluetinin çok önemli bir parçasıdır.


Mimar Prof. Dr. Rebii Gorbon tarafından tasarlanan ve 1940'larda inşa edilmiş bulunan erken Cumhuriyet döneminin özgün yapılarından Karaköy Yolcu Salonu'nun, hiçbir önlem alınmadan çevrede deprem etkisi yaratan gece yarısı yıkımından sonra yeniden gündeme gelen ve odamızca dava konusu edilen Galataport projesinin içerdiği fonksiyonlar itibariyle yarattığı ve yaratacağı tahribat son derece ciddi boyutlara varmış durumdadır.17 Şubat 2017 günü yıkılan Karaköy Yolcu Salonunun yanı sıra İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun10.01.2001 gün, 12528 sayılı kararıyla korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilip Kurulun 05.03.2015 gün, 3211 sayılı kararıyla koruma grubu I olarak belirlenen, İstanbul İlçesi Kemankeş Mahallesi Kemankeş Caddesi,112 pafta, 78 ada, 6-7 parsellerdeki Paket Postanesi de yıkım kararı olmadan güçlendirilerek korunmasına dair raporlar bulunmasına rağmen üç cephesinin dış duvarları dışında tamamen yıkılmıştır.
Yine aynı kurulun 05.03.2015 tarih ve 3211 sayılı kararıyla 1.grup korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli,1910 yılında inşa edilen Çinili Rıhtım Han ve İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun 10.01.2001 gün ve 12528 sayılı kararıyla tescilli bulunan 112 pafta,78 ada, 2 parseldeki Merkez Rıhtım Han da aynı benzer uygulamaya maruz kalmaktadır.



İstanbul II Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun, inşaat uygulamasına yol açan 09.06.2016 tarihli 4459 no'lu kararıyla, 78 Ada 5 parselde yer alan Antrepo-20 yapısının yıkılması dışında tescilli yapıların restorasyon projelerinde söz konusu yapıların korunmasının esas alındığı görülmektedir.



Ancak, İstanbul limanın ihtiyacı olan ofis, yolcu salonu, idare, gümrük gibi kullanışlara göre inşa edilmiş bulunan tarihi yapılar; topluca otel fonksiyonuna dönüştürülmüş ve korunması öngörülen tarihi binaların altına; zeminin dolgu ve çok hassas olduğu bu bölgede, komşu yapıları ve tescilli yapıların fiziksel bütünlüğünü risk altına alan bir biçimde bu otellere hizmet verecek servis alanları mutfak spa otopark vb. gibi bodrum katları inşası öngörülmüştür.



Daha da vahim olarak tarihi Dersaadet rıhtımlarına ek olarak Cruise gemilerin yanaşabilmesi ve tarihi rıhtım yapılarını güçlendirilmesi amacıyla inşa edildiği söylenen ve inşası sırasında ortaya çıkan (kaynağa 10 m mesafede titreşim hızı 10,95 mm/sn, 11 m mesafede 9,96 mm/sn, 20 m mesafede ise 5,48 mm/sn olarak belirtilmiştir.) vibrasyonlar ile proje alanındaki tarihi binaların cephelerinde ve yakın çevrede gözle görünür hasarlar yaratan ek rıhtım yapısı ise "yarı kamusal alan" gibi planlama literatüründe bulunmayan bir tanımlamayla söz konusu otellerin havuz ve dinlenme terası olarak planlanmıştır.



Ayrıca yine Kılıçalipaşa Mahallesi, Amerikan Pazarı Sokak,139 pafta,2498 ada, tescilli 72 ve tescilsiz 73,74 parseller olarak onaylan projelerde; zemin üstü tamamen alışveriş merkezi ve ofis bloklarına ayrılmış, gümrük ve ulaşım dahil tüm liman faaliyetleri bodrum katlara atılmıştır.



Gerek riskli zemin yapısı gerekse liman faaliyetleri ve trafiği açısından kabul edilemez ve plan kararlarına açıkça aykırı olan bu durum başta Mimar Sinan'ın eseri olan Kılıçali Paşa Camii, Tophane Çeşmesi, Nusretiye Camii ve Nusretiye Saat Kulesi'ni tehdit altına almakta ve Salıpazarı art alanında geri dönüşü mümkün olmayacak zararlara yol açma riskini taşımaktadır.



Bütün bu riskler ve kamu yararı göz önüne alınarak meri imar planına, Anayasanın ilgili maddelerine, ilgili geçmiş kurul kararları ve ilkelerine, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasasına, 3621 sayılı Kıyı Yasasına, Evrensel ve Ulusal Koruma ilkelerine aykırı bulunan; İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 09.06.2016 günlü ve 4459 sayılı, 09.06.2016 günlü ve 4460 sayılı ve 09.06.2016 günlü ve 4462 sayılı sayılı kararları ile devam eden uygulamaların daha da fazla geri dönüşü olmayan zararlara neden olmaması için; ivedilikle yürütmesinin durdurulması ve iptali için yargıya başvurulmuştur. Ancak bu dava; şimdiye kadar rastlanmayan bir hızla, idari yargı tarafından dosyası dahi açılmadan hukuken kabulü mümkün olmayan bir gerekçeyle usul açısından iptal edilmiştir. Bu karar tarafımızdan temyiz edilmiştir.



Sonuç olarak yıllardır, konu ile ilgili meslek odalarının ve ilgili kurumların uyarıları, kurul kararları, açılan davalar, iptal kararları ve bilirkişi raporlarına rağmen 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun kıyılarımıza ilişkin yapı kısıtlarını ortadan kaldırmak için; kurvaziyer liman kullanışı ve ülkenin imajını üst seviyeye çıkaracak tesisler gibi bilimsel ve hukuki olmayan terimlerle Kıyı Kanunu'na eklenen kurvaziyer liman maddesi kullanılarak hukuka karşı hile ile son derece önemli kamusal bir alan yoğun bir yapılaşmaya açılmış ve uygulamayla birlikte yıllardır uyardığımız riskler ortaya çıkmaya başlamıştır.



Proje alanı içinde rıhtım yapıları için çakılan kazıkların yarattığı hasarlarının yanı sıra hiçbir önlem alınmadan yapılan zemin çalışmaları sırasında enjekte edilen beton, komşu binaların zemin katlarından ve yollardan fışkırmakta, alt yapı sistemlerinin, çevre binaların fiziksel bütünlüğünü tehdit edecek biçimde zemin morfolojisi bozulmakta başta Kemankeş Caddesi olmak üzere inşaattan etkilenen bölgede ciddi çatlak, kayma ve deformasyonlar oluşturmaktadır.



Salı Pazarı Limanı Deniz Turizm Tesis Alanı (Kruvaziyer Liman) inşaatı kapsamında oluşan yıkım ve hasarlar ile inşaat çevresindeki yapıların can ve mal güvenliğini tehdit eden inşai uygulamalar, zorunlu olarak kamuoyunu bilgilendirmek üzere bulunması gereken inşaat ruhsat tabelaları yerine; yapılan uygulamalarla ilgisi olmayan slogan ve fotoğraflar ile süslenmiş perde duvarlar ardına sığınılarak yapılmaktadır.



Tüm bu nedenler ile, yatırımcı şirket dahil olmak üzere ve bu inşai uygulamalara izin veren ve denetim sorumluluğu bulunan kamu idarelerinin yetkilileri hakkında soruşturma başlatılarak eylemlerine uyan suçlardan haklarında ceza davası açılması talebi ile Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmuştur.



Yaşamsal ve kamusal varlıklarımızın; doğal, tarihi ve kültürel değerlerimizin bilinçsizce talan edilmesine yönelik uygulamalara dün olduğu gibi bugün de "Hayır" demeye; mesleki, bilimsel ve etik ilkeler ışığında kamu ve toplum yararına her türlü hukuki girişimde bulunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz.



Saygılarımızla.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

MimaristTV
10 Görüntülenme · 2 yıl önce

⁣TMMOB Mimarlar Odası Eski Genel Başkanlarından,
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Eski Başkanlarından
Değerli Mimar ve Gazeteci,
OKTAY EKİNCİ
15 Ekim 2013 tarihinde aramızdan ayrıldı.

Mimarlar Odası’na uzun yıllar mesleğin farklı alanlarında önemli katkılarda bulunan, özellikle tarihi yapı ve çevrelerin korunması konusundaki kapsamlı çalışmaların öncüsü olan, yaşamını ülkemizin doğa ve kültür değerlerinin korunmasına adamış Oktay Ekinci, Mimarlar Odası’nda 31. Dönem (1988-1990) MYK’nda II. Başkan, 32. Dönem(1990-1992) MYK Üyesi, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 32. ve 33. Dönem (1992-1994/1994-1996) YK Başkanı, Mimarlar Odası 36.-37 Dönem(1998-2000/2000-2002) ve 39. Dönemde (2004-2006) ise Genel Başkan olarak görev yapmış, 1980’lerden başlayıp vefat ettiği 15 Ekim 2013’e kadar Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarı olarak sürekli yazılar yazmış, 2007’den beri “İmar Dosyası” programını hazırlamış; 1993’de İstanbul, Erzurum, Antalya ve Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları’nda görev yapmıştır. 1995 yılı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başarı Ödülü, Mimarlar Odası’nın “Kayaköyü Barış ve Dostluk Köyü” kampanyasındaki etkin çalışmaları nedeniyle 1996 yılı Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü ve 2001 yılı Uluslararası Kültürel Varlıkların Restorasyonu ve Korunması Çalışmaları Merkezi (ICCROM) Onur Ödülü sahibidir. Mimarlar Odası Genel Merkezi 2012’den beri verdiği Basın Ödülleri’ni 2018 ve 2020’ yıllarında Mimarlar Odası Oktay Ekinci Basın Ödülü adıyla vermektedir.

Dünyamızın ve yurdumuzun değerleri ve güzellikleri için ömrünü veren,
Toplumcu Mimarlığın meslek ilkelerinin yılmaz savunucusu cumhuriyet aydını
Oktay Ekinci’yi saygıyla anıyoruz.

Mimarlar Odası camiası olarak tarih, kent, kültür ve doğa savunuculuğu görevini Oktay Ekinci’nin bıraktığı yerden kararlılıkla sürdüreceğiz.

TMMOB Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şubesi

MimaristTV
10 Görüntülenme · 2 yıl önce

Değerli Meslektaşımız,

Hocaların Hocası,

Prof. Hande Suher

Anısına...




1. sayfadasınız. Toplam sayfa sayısı 4