En çok izlenen videolar
Video hakkında henüz açıklama girilmemiş.
Meslektaşlarımızın, mesleki birikimlerini ve deneyimlerini paylaştığı “Mimarlar Deneyimlerini Paylaşıyor- Cumartesi Buluşmaları” başlıklı söyleşilerimizin 2018 yılının ilk buluşmasında Ersen Gürsel’i konuk ediyoruz. Söyleşi, 27 Ocak Cumartesi günü saat 16.00’da Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Karaköy Binası’nda gerçekleşecek.
Ersen Gürsel:
İstanbul Vefa Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1962 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümü’nü bitirdi. 1963-1969 yılları arasında aynı fakültenin Şehircilik Kürsüsü’nde asistan olarak görev yaptı. Akademik yaşamı boyunca tarihi çevre ve sit alanları, koruma planları, kentsel planlama konularında çalışmalar yapmıştır. Side Antik Kenti Sit Koruma Planlaması üzerine yöntem araştırması, Haliç ve Çevresi Koruma Planı üzerine yöntem araştırması, İstanbul Kent Planlaması ve Yeşil Alan düzenlemeleri, bilimsel çalışmalarının başında gelir. 1967-1968′de İspanyol Hükümeti’nin bursu ile İspanya’da bir yıllık araştırma-inceleme gezisini gerçekleştirdi.
Ersen Gürsel; 1978-1980 yılları arasında Turizm Bankası’nın İstanbul’daki proje yürütücülüğü görevini de üstlenerek, Sultanahmet ve Çevresi Düzenlemesi Projesi’ni gerçekleştirdi. 1983-1984′de Cezayir Kent Merkezi üzerine tarihi araştırmalar ve aynı kentteki turizm yerleşmeleri konusunda incelemeler yaptı. 1985′te turistik tesislerin planlaması, oteller, eğlence merkezleri, Pasifik Adaları üzerindeki turistik tesisler ve otel zincirlerini incelemek için ABD’de çeşitli geziler yaptı. 1985′te Güney İspanya sahil kentlerinde, 1986′da Ege, Yunan Adaları’ndaki turistik tesislerde, 1988-1990′da Sovyetler Birliği’nde yeni konut alanları ve turizm yerleşmeleri konularında araştırmalarda bulundu.
İTÜ Mimarlık Tarihi ve Restorasyon Kürsüsü’nde Danışmanlar Kurulu üyesi oldu. Ersen Gürsel’in üye olduğu kurumlar arasında; T.M.M.O.B. Mimarlar Odası, Mimarlık Vakfı, Ulusal Ahşap Derneği ve İstanbul Serbest Mimarlar Derneği bulunuyor. 2013 yılında İstanbul Serbest Mimarlar derneğinin başkanlığına seçilmiştir. Farklı zamanlarda İTÜ ve MSGSÜ Mimarlık Fakültelerinde misafir öğretim üyeliği yapmakta, çeşitli ulusal proje yarışmalarında jüri üyeliklerinde bulunmaktadır. 2005 yılında Haluk Erar ile gerçekleştirdikleri İzmir Konak Meydanı ve Çevresi Düzenleme Projesi ile Aydın Doğan Vakfı Kent Mimarisi Ödülü’nü aldı. Gürsel, 1987 yılından bu yana, EPA Mimarlık ve Şehircilik Ofisi’nde çalışmalarına devam etmektedir.
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin Ocak 2015’ten itibaren düzenlediği ve farklı disiplinden bir uzmanın konuşmacı olarak katıldığı “Ayın Konuğu” buluşmalarının bu dönemki ilk konuğu Bahadır Özgür.
Ekonomi yazarı Bahadır Özgür’ün “Krizin Tetikçisi: İnşaat” başlığı ile güncel ekonomik gelişmeleri kent ve mimarlık gündemini yakından etkileyen inşaat sektörü üzerinden değerlendirdiği etkinlik, 20 Ekim 2018 Cumartesi günü saat 16.00’da Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde gerçekleşti.
Nezih Eldem ve Mekanı Ögrütlemek Çizginin Gücü. Detaya Hakimiyet. Elverişlilik.
13.03.2025
Perşembe
15.03.2025
28.01.2023
Mimarlığın E-Hali:
Konu: Arsa Düzenlemesinde İdari Yargı Denetimi (Ön Koşullar Yönünden İnceleme); Arsa Düzenlemesinde İdari Yargı Denetimi (Esas Yönünden İnceleme); Arsa Düzenlemesinin İptali ve Sonuçları.
21.01.2023
Eğitim alanındaki değerli hizmetlerinin yanı sıra, arkeolojik, yöresel ve anıtsal mimarlık mirasıyla ilgili araştırmalar yapmış; bu araştırmalarının sonuçlarını yol gösterici kaynak ürünler oluşturan sergi, konferans ve yayınlarla paylaşmış; tüm bu ürünlere temel oluşturan mimarlık fotoğrafı üretimini istikrarlı ve etkin bir şekilde sürdürmüş ve 17. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri kapsamında oybirliği ile Mimarlığa Katkı Dalı Ödülü verilmiş olan Reha Günay, 2023 yılındaki ilk söyleşi konuğumuz oldu.
Mimarlık tarihi, sanat tarihi ve arkeoloji ara kesitindeki hassas ve disiplinli alan çalışmalarının tümünde öne çıkan analitik bakış açısı ile taviz vermeyen titiz yaklaşımı öğrencilerinin ve okuyucularının ortak görüşüdür. Türkiye’de mimarlık ve kültürel ortamın 20. yüzyılın ortasından bugüne beslenmesine katkıda bulunan Günay’ın yoğun bir şekilde emek verdiği bir alan da mimarlık fotoğrafı olmuştur. Fotoğraf çalışmalarıyla kültürel, arkeolojik ve mimarlık mirasının tespit ve belgelenmesi konusunda önemli katkılar yapmış olan Günay, 1970’li yıllardan itibaren Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde “mimarlık fotoğrafı” dersi de vermiş; böylece Türkiye’de fotoğraf sanatının mimari temsilin en etkin mecralarından biri olarak gelişmesini sağlayan önde gelen isimler arasında yer almıştır.
Deklanşöre basmak ve belgelemenin yaşamdaki öneminden son kitaplarından biri olan Şile’deki Ev’e de uzananan söyleşinin yürütücülüğünü eski öğrencilerinden M. Melih Güneş yaptı.
Reha Günay Hakkında
1937 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Reha Günay, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden 1960 yılında mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nde doktora yaptı. 1994 yılında profesör olan Reha Günay, emekli olana kadar Yıldız Teknik Üniversitesi Restorasyon Ana Bilim Dalı’nda çalıştıktan sonra Yeditepe Üniversitesi’nde bir süre öğretim üyesi olarak görev yaptı.
1978’den 2011 yılına kadar Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğraf Bölümü’nde “Mimarlık Fotoğrafı” dersleri verdi. Fotoğraf çalışmalarına, kültür varlıklarının ve mimarlık mirasının belgelenmesi yönünde ağırlık verdi. 1983-2004 arasında Ağa Han Mimarlık Ödülleri Vakfı için İslam ülkelerinde yarışmaya katılan yapıları fotoğrafla belgeledi.
Prof. Dr. Reha Günay, yaşamı boyunca yaptığı başarılı çalışmalar nedeniyle 2020 yılında, TMMOB Mimarlar Odası 17. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri kapsamında “Mimarlığa Katkı Ödülü”ne lâyık görülmüştür.
07.06.2024
Meslektaşlarımızın, mesleki birikimlerini ve deneyimlerini paylaştığı "Cumartesi Buluşmaları – Mimarlar Deneyimlerini Paylaşıyor" başlıklı söyleşilerimiz yeniden başladı.
2009 yılının ocak ayından başlayarak üç yıl boyunca sürdürdüğümüz programımız, bu kez ilk olarak Doğan Hasol'u konuk etti. Mimarlık ve Kent Şenliği'nin ilk etkinliği olan söyleşi, 1 Ekim günü saat 16.00'da Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nde gerçekleşti.
Doğan Hasol 1937'de doğdu. 1956'da Galatasaray Lisesi'ni, 1961'de İTÜ Mimarlık Fakültesi'ni bitirdi. Bir süre aynı fakültede asistanlık yaptı. 1961'de daha öğrenciyken Mimarlık ve Sanat dergisini çıkaran gruba katıldı.1965-66'da Mimarlar Odası İstanbul Şubesi'nin sekreter üyeliğini,1966-69 arasında da odanın dergisi Mimarlık'ın yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurullarında görev aldı.1968'de bir grup arkadaşıyla birlikte, yapı alanında bir bilgi merkezi olan Yapı-Endüstri Merkezi'nin kuruluşunu gerçekleştirdi. YEM'in üyesi olduğu Uluslararası Yapı Merkezleri Birliği'nin (UICB) 1989 ve 1992'de üçer yıllık dönemler için başkanlığına seçildi. Başkanlığı sona ererken kendisine UICB Genel Kurulu kararıyla onursal üyelik verildi.Yapı-Endüstri Merkezi'nin başında olduğu 41 yıllık süre içinde, YEM'in bilgi merkezi işlevi doğrultusunda Yapı dergisinin yanı sıra, başta Yapı Kataloğu olmak üzere mesleki kataloglar ve mimarlık kitaplarının yayımlanmasına, kurslar, konferanslar, seminerler, sergiler düzenlenmesine, YEM Kitabevi'nin ve Sanal Mimarlık Müzesi'nin kurulmasına öncülük etti. 1978'den itibaren Yapı Fuarlarının gerçekleşmesini sağladı. Yayın etkinlikleriyle, Türk Serbest Mimarlar Derneği'nin 1994-95 dönemi Basın-Yayın Ödülü'nü kazandı.Serbest mimarlık çalışmalarını eşi A. Hayzuran Hasol ve kızı Ayşe Hasol Erktin ile birlikte kurdukları HAS Mimarlık grubu içinde sürdürmektedir (Bkz. www.hasmimarlik.com.tr). Bu kapsamda eşi ile birlikte, yapı dalında, Mimarlar Odası'nın 1990 Ulusal Mimarlık Ödülü'ne değer görülmüştür. Katıldığı bazı yarışmalarda ödül ve mansiyon kazanmış, ulusal yarışmaların yanı sıra, Ağa Han Mimarlık Ödülü, World Architecture Festival (WAF) ve Archiprix International gibi uluslararası yarışmalarda jüri üyeliği yapmıştır.İlk baskısı 1975 yılında çıkan ve 12 kez basılan Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü ile, daha sonra yayımlanan İngilizce-Fransızca-Türkçe ve İngilizce-Türkçe-İngilizce mimarlık ve yapı sözlükleri önemli kaynak yayınlar olmuştur. İngilizce-Fransızca-İngilizce olarak hazırladığı bir sözlük de Fransız yayınevi Le Moniteur tarafından Architecture et Bâtiment / Architecture and Building adı altında 1997'de Paris'te yayımlanmıştır. Hasol'un ayrıca, Yağma Var!, Her Şeyin Mimarı Var, Mimarî İzlenimler, Galatasaray'da Düşler/Gerçekler, Anılar Kuşlar Gibidir, Mimarlık Cep Sözlüğü, Mimarlar Dik Durur! ve Aferin Desinler Diye... adlı kitapları ve dergilerde, gazetelerde yayımlanmış çok sayıda mesleki makalesi bulunmaktadır.Hasol, 1990-96 arasında Galatasaray Spor Kulübü yönetiminde ikinci başkan olarak görev almış, 1997′den sonra Cumhuriyet gazetesinde haftalık spor yazıları yayımlanmıştır. Bütün yazıları www.doganhasol.net adresli kişisel web sitesinde toplanmıştır.2002-04 arasında İMSAD İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği'nde, 2004-05 döneminde Mimarlık Vakfı'nda, 2009-11 arasında da İstanbul Serbest Mimarlar Derneği'nde başkan olarak görev almıştır.Kendisine 1998 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi'nce "fahri doktor", 1999'da Yıldız Teknik Üniversitesi'nce, 2012′de İstanbul Kültür Üniversitesi'nce "onursal doktor" unvanı, 2000'de Mimarlar Odası'nca, 2014′te İstanbul Serbest Mimarlar Derneği'nce "Mesleğe Katkı Başarı Ödülü", 2007'de de Beykent Üniversitesi'nce "Mimarlık Onur Ödülü", 2015′te Sign of the City Awards "Jüri Onur Ödülü" verilmiştir.
Video hakkında henüz açıklama girilmemiş.
11.11.2023
19.10.2022
Kültürel miras niteliğindeki ahşap bitirme ve süsleme elemanlarının konservasyonu
Tam 4 yıl oldu…
4 yıl önce bugünlerde Taksim Meydanı ve Gezi Parkı başta olmak üzere, yaşam alanlarımıza amansız ve hukuksuz bir şiddetle saldıranların karşısında omuz omuza verdik.
Gençlerimizin yaratıcı zekâsıyla, annelerimizin kucaklayan şefkatiyle, işçi kardeşlerimizin emekten gelen gücüyle, kadınlarımızın gür sesiyle, LGBTİ bireylerimizin biz de varız çığlığıyla el ele verip dayanışmamızı ve direnişimizi büyüttük. Bu onurlu direniş ve evrensel dayanışma karşısında çaresizlerin ve korkakların günden güne daha da kirlenen politikalarına, günden güne tırmandırılan şiddetine, adaletsizliğine karşı biz Gezi’nin çapulcuları onlarca ayrı dille, sesle, renkle bir arada durduk, nefes aldık.
Dünyaya örnek olan, umut veren; muktedirlerin ise bir hayalet gibi korktukları, dillerinden düşürmedikleri Gezi direnişimiz 4 yaşında.
Korkmakta haklılar, gördüler ki; biz bir araya geldiğimizde biz birbirimizi çok seviyoruz.
Gördüler ki; biz bir araya geldiğimizde karanlığa dur diyebiliyoruz.
Gördüler ki; plastik mermiler, biber gazları, gözaltılar, tutuklamalar bizi korkutamıyor.
Gördüler ki; biz parkımız, geleceğimiz, çocuklarımız, ailelerimiz için tüm renklerimizle direniyoruz.
Gördüler ki; biz bir araya geldiğimizde düşlediğimiz hayatı kuruyoruz.
ve gördüler ki, Gezi’den bugüne 4 yıldır biz karanlığa, şiddete, haksızlığa HAYIR demeye devam ediyoruz.
4 yıldır her geçen gün etrafımızı daha fazla saran karanlığın farkındayız.
Ne Anayasa’nın ne uluslararası sözleşmelerin, ne de AİHM kriterlerinin dikkate alındığı, hukuksuzluk ve keyfiliğin kutsandığı bir siyasal iklimde yaşıyoruz. Bu keyfiliği biz GEZİ sürecinden iyi tanıyoruz. İktidar sahiplerinden güç alan, hukuk ve kural tanımaz polis şiddetinin yaşamlarımızı nasıl kararttığını unutmuş değiliz.
Onlarca arkadaşımızın gözlerini kaybetmesinin, binlercesinin yaralanmasının, bunun ardından faillerin ve azmettiricilerin cezasız bırakılmasının böylesi bir kural tanımazlıktan beslendiğine şahit olanlarız.
Ethem Sarısülük ile Medeni Yıldırım’ı öldüren polis ve jandarma kurşunlarının, Ali İsmail’e yönelen ölümcül tekmelerin sahiplerinin, Abdullah Cömert’i, Ahmet Atakan’ı, Berkin Elvan’ı yaşamdan koparan biber gazı fişeklerinin, Hasan Ferit’i vuran mafya bozuntularının ve Mehmet Ayvalıtaş’ı bizden alan pervasızlığın bu hukuksuzluktan güç aldığını bilenleriz.
Özgürlükten, demokrasiden, barıştan ve doğadan olan herkesin açlıkla, ölümle ve hapisle sınandığını, hırsızlığın, yolsuzluğun, katliamların, taciz ve tecavüzlerin cezasızlıkla ödüllendirildiğini; bir insanı katletmenin bedelinin mahkeme masraflarından daha az olduğunu; 80 gündür çocuğunun kemiklerini alabilmek için açlık grevi yapan babaya oğlunun kemiklerinin kargoyla gönderildiğini görenleriz.
Herkesin susmasını, herkesin biat etmesini, herkesin el pençe divan durmasını isteyenlerin haklarını talep edenler karşısında hukuksuzluğa, adaletsizliğe, vicdansızlığa nasıl sarıldıklarını; parlamentonun işlevsizleştirilmesi için milletvekillerinin tutuklanmasına, şiddete nasıl ihtiyaç duyduklarını yaşayarak öğrenenleriz.
Baştan sona adaletsiz ve eşitsiz bir ortamda gerçekleştirilen Anayasa referandumunun bile nasıl oy hırsızlığı ile maniple edildiğini hep birlikte yaşadık. Demokrasi isteyenlerin oylarının nasıl gasp edilmeye çalışıldığını hep birlikte gördük.
Gezi’de barıştan, özgürlükten, doğadan eşitlik ve dayanışmadan yana kurduğumuz hayatın peşinde olanların KHK’larla, ihraçlarla, açlıkla, tutuklamalarla sınandığı bu karanlıkta, dayanışmamızdan ve birbirimizden vazgeçmiyoruz. OHAL adı altında yerleştirilen bu karanlığa, haksızlığa, talana, şiddete, cezasızlığa Gezi’den aldığımız güç ve kazanımlar ışığında hayır diyoruz.
Bilinsin ki; Gezi direnişi bu toplumun tarihinde bir onur sayfası olarak yerini almıştır. Dünyaya örnek olan Gezi direnişi, en temel hak taleplerinin hukuksuzca cezalandırılmaya çalışıldığı davalarda suç unsuru olarak gösterilip kriminalize edilmeye çalışılmaktadır. Bunu reddediyor, kendi hukuksuz ve onursuzluklarının yarattığı korku ve kâbusları nedeniyle bu sayfanın karalanmasına izin vermiyoruz.
4 yıl önce bir parkta birlikteliğimizden yarattığımız gücümüzle tekrarlıyoruz; Başta Taksim Meydanı ve Gezi Parkı olmak üzere yaşam alanlarımızın, ormanlarımızın, parklarımızın, meydanlarımızın, kentlerimizin, insan hakları anıtımızın dahi abluka altına alınmasını ve yok edilmesini, ülkemizin bir cezaevine dönüştürülmesini hiçbir zaman kabul etmiyoruz, kabul etmeyeceğiz.
Taleplerimizin arkasındayız!
Bir aradayız, Susmuyoruz!
Hayır Bitmedi, Mücadeleye devam diyoruz!
TAKSİM DAYANIŞMASI
23.11.2024
06.10.2023
24.05.2025